UYARI

UYARI
Türk Ceza Kanununun 226. maddesi uyarınca 18 yaşından küçüklerin bu siteyi gezmeleri Yasaktır. 18 yaşından küçük iseniz derhal siteyi terkedin 18 yaşından küçük olan kişilerin bu siteye girmesini önlemek için, internet ortamında veya bilgisayar satış mağazalarında satışı gerçekleşen “AİLE KORUMA PROGRAMI” satın alabilir ve bilgisayarınıza bu programı kurarak, sitemize girişi engelleyebilirsiniz.

EVLİLİK VE İLK GECE YAŞANANLAR

EVLİLİK VE İLK GECE YAŞANANLAR   

Evlenen bir çiftin ilk gecede gerdeğe girmesine "zifaf" denir.  Zifaf gecesi nasıl davranması gerektiğini bilmeyen pek çok genç erkek ve genç kız bulunduğunu sık sık duyuyoruz.  Bu gençler zifaf gecesine bir öcü gibi bakıyor ve geceyi nasıl geçireceklerinin şaşkınlığı altında adeta ecel terleri döküyorlar.

Oysa zifaf gecesi korkulması değil, sevinçle değerlendirilmesi gereken bir gecedir.  İnsan, bilmediğinden korkar.
Bilmedikleri konular hakkında yeterli bilgi edinirse korkusu kalmaz.  Evlilik yaşamı boyunca o gecenin anıları belleklerimizden silinmeyecek güzel izler bırakabilir.  Yeter ki o gece nasıl davranılması gerektiği hususunda bilgi sahibi olalım.
Biz bu bölümde gençlerimizin ve genç kızlarımızın gereksinim duydukları bilgileri ayrıntılarıyla vermeye çalışacağız.

Pek çok çift için bu gece, aile yaşamının en önemli günüdür.  Eşler birbirlerine karşı bu ilk gecede cinsel düzeyde de sevecen ve anlayışlı olurlarsa, mutlu bir evlilik yaşamının temelini atmış olacaklardır.

Bu olayın bazen yanlış bilgiler nedeniyle fazla büyütülmesi veya bu konuda bilgi sahibi olmama, erkeği ve genç kızı heyecanlandırmakta, mutluluğu tatmak yerine çevresinin beklentilerinin ağırlığı altında ezilmektedir.  Erkek erkekliğini, kız da bakireliğini kanıtlamak durumundadır.  Erkekte, başaramama korkusu, kızda da cinsel ilişkiden aşırı acı duyacağı korkusu yaygındır.  Bazı kesimde cinsel bilgi edinemeyen genç çifte , düğün törenleri sırasında sağdıç ve yenge denen yardımcıları tarafından ayrı ayrı cinsel bilgiler verilir.
Ülkemizde boşanmalar son 10 yılda iki misli artmıştır.  Boşanma nedeni olarak ileri sürülen şiddetli geçimsizliğe sebep olan önemli nedenlerden biri de: cinsel uyuşmazlıklar ve cinsel sorunlardır.  Yapılan araştırmalar ülkemizde cinsel sorunların bilgi yetersizliğinden kaynaklanmakta olduğunu vurgular niteliktedir.

Bazı kesimde evlenen gençler, cinsellik ile ilgili en sağlıklı bilgiyi sağdıç ve yengeden almaktadır.  Düğün gününe kadar ailesinden cinsellikle ilgili herhangi bir bilgi alamayan gence, adeta düğün töreninin bir parçası olarak kısa ve öz bir cinsel eğitim verilir.  Evlilikte cinselliğin normal olduğu vurgulanır.
Yöresel geleneklere göre büyüklerin evlilik ile ilgili deneyim ve bilgileri gençlere anlatılır.  Bu bilgileri damada sağdıç, geline yenge verir.  Düğün töreni başlayınca sağdıç, damat veya babası veya damadın yakın kan akrabası olan evli bir erkek tarafından seçilir.  Sağdıcın mutlu bir aile kurmuş ve ailesine bağlı olmasına özen gösterilir.  Yenge ise, gelin veya annesi veya gelinin kan akrabası olan evli bir kadın tarafından seçilir.  Yengenin de mutlu bir evlilik yapmış ve hoşgörülü olmasına özen gösterilir.  Sağdıç, düğün boyunca damada, yenge de geline zaman zaman evlilik, gerdek gecesi ve cinsellikle ilgili bilgiler verirler.

Ülkemizdeki geleneğe göre, ister şehirde ister köyde olsun gerdek gecesi en büyük rolü erkek üstlenir.
Bekaretin bozulması fazla güç gerektirmez.  Bu ilk birleşme şiddetli ve zoraki bir davranış olmamalı, her iki eşe doyum sağlamalıdır.  Gerdek gecesinin izleri bütün bir evlilik veya yaşam boyu unutulmayacağından, eşler yanlış davranış veya gereksiz kırıcı sözlerden kaçınmalıdırlar.
Erkek eşine şefkatli ve nazik davranmalı, heyecanına sabırlı olmalıdır.  Erkeğin saldırgan davranışı veya bekareti şiddetle bozmaya kalkması, genç kızı cinsel ilişkiden soğutur ve bundan sürekli kaçmasına neden olur.
Gerdek Gecesindeki Başarının Yolu; Cinsel Bilgidir:

Gerdek gecesi.  İlk gece.  Üstüne şarkılar, türküler söylenilmiş, romanlar yazılmış, nice gencin yıllar yılı düşlerine girmiş olan konu!  Kimi çiftler için sanki cennete açılan bir kapı, bir murada eriş.  Kimi gençler için anlatılmaz bir kabus, bir utanç uçurumu, bir hayal kırıklığı, bir dehşet zindanı...  Gerdek...
Bu gece hiç bir zaman küçümsenmemeli ve evlenen eşler ilk gece için bilgilenmeli ve dikkatle hazırlanmalıdır.
Bir kadının evlilik hayatı boyunca cinsel soğukluk içinde kalması ya da erkeğin bir iktidarsızlık haline düşmesinde, ilk gecedeki olayların kesin bir etkisi olabilir.
Onun için evlilik hayatının bu önemli safhasının nasıl geçirileceği ve ilk cinsel ilişkide nelere dikkat edilmesi gerektiği hakkında doğru bilgilere sahip olmak gerekir.
İlk Geceye Psikolojik Hazırlık:
Bazı genç kızlar açıkça korkuyorlar ilk geceden.  Ve bu korkunun giderek kendilerine egemen olmasından çekiniyorlar.  İçlerinden bazıları var ki sırf bu yüzden yemeden içmeden kesilirler.  Kafalarını kurcalayan sorulara karşılık bulamamanın üzüntüsü içinde ne yapacaklarını şaşırmış bir halleri olur.  Kimisi, "Acaba eşimi mutlu edebilecek miyim?" diye düşünür.  Kimisi ise "Çok canım yanacak mı?" diye sorar kendisine.  Bunun gibi çeşitli sorular rahatsız eder onları.  Evet, haklılar.  Aslında ilk gece çok önemli.  Üzerinde durulduğu kadar var.  Ama bunun için paniğe kapılmamalı.  Eğer bu konuda bilgi edinirseniz, bütün evlilik hayatınızın mutlu geçmesini sağlıyacak anahtarı da elinize geçirmiş olursunuz."

Günümüzde genç kızlarımızı saran ilk gece korkusuna, aslında bilgisizlikten başka bir şey neden olmuyor.
Bazı genç erkekler, haram olmasına rağmen ilk cinsel ilişkilerini evlilikten önce genelevlerinde yaşamaktadırlar.  Oralarda ise, genç erkeklerin acemliğine saygı duyulmadan bir an önce işini bitirip parasını almak isteyen kadın tarafından genç erkekler hakaretlere uğramaktadırlar.  Hatta bu hakaretler karşısında cinsel birleşmeyi bile gerçekleştiremiyen, ereksiyona (penisin sertleşmesine) geçemiyen erkekler olmaktadır.

Tecrübe kazanmak isteyen genç, ömür boyu cinsel ilişkiden, kadından soğumakta veya ereksiyona geçememek gibi çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır.  O yüzden Allah´´ın nikahsız cinsel ilişkiyi haram kılmasının hikmetlerinden biri de bu olsa gerek...
Genellikle genç kızlar, ilk cinsel ilişkiye, korkulacak bir olay gözüyle bakarlar.  Kızlık zarı denen şey nasıl bir nesnedir?  Yırtılırken ne olur?  Cinsel ilişki sırasında, hele başlangıcında kendisi nasıl davranacaktır?
Doğrusu şu ki bu sırada yalnız genç kız değildir benzer korkuları taşıyan.  Erkek de çeşitli duygular içindedir.  İşe nasıl başlamalı?  Birdenbire mi, yavaş yavaş mı hareket etmeli?  Başaracak mıdır?

İşte bu durumlarda eşler birbirlerini tamamlamak ve birbirlerine yardım etmek zorundadırlar.  Çoğu zaman, erkeklerin bu konuda büyük sorumluluklar taşıdığı söylenir, yazılır.  Bir dereceye kadar doğru sayılabilir bu.  Ama büsbütün de doğru değildir.  Çünkü sorumlu olan yalnız erkek değil, genç kızdır da.  Yani sorumlulukları eşit şekilde paylaşmaları...  Bu yüzden genç kız, onun sıkılganlığını arttıracak, sinirlerini bozacak, içindeki fırtınayı şiddetiendirecek hareketlerden kaçınmalıdır.  Eşe yardım etmek yalnız erkeğin karısına değil, kadının da erkeğine karşı görevidir.
İlk birleşmede kadını en çok korkutan şey, kızlık zarıdır.  Oysa ki bu son derece basit bir problemdir...

Çoğunlukla bu zar pek hafif bir acıma duygusu vererek yırtılır.  İnce ve esnek ise duyulan acı, belirli belirsizdir.  Kalın ise yırtılması biraz daha zor ve ağrılı olur...  o Ama bunu gözlerde fazla büyütmemek gerekir.  Kızlık zarının (< yırtılışı sırasında biraz kan da akar...  Ancak bazı zar şekillerinde bu kanın akmaması da mümkündür.
İlk gece ile ilgili güçlükler, yalnızca kızlık zarı ve bununla ilgili sorunlar değildir elbette.  Sinirsel gerginliği ile ilgili güçlükler, bunlardan çok daha önemlidir.
Zifaf gecesinde cinsel ilişki dakikaları yaklaştıkça hem gelin, hem de güveyin korku ve heyecandan ekseriya sinirleri gerilmeye başlar.  Bu gerginliğin doğurduğu bazı güçlükler vardır, şimdi bunları açıklıyalım:

Bir genç kız, böyle korku ve gerginlik içinde olduğu zaman vajinanın etrafındaki kaslar gerilir ve bu nedenle vajina yolu diğer zamanlardakine oranla daha dar bir hale gelir.  Bundan başka, nasıl kalabalık bir halk önünde ilk defa nutuk vermeye çıkan bir kimsenin heyecandan ağzı kurursa, aynı şekilde korku ve heyecan içinde bulunan bir gelinin de vajina içi kurur ve kayganlaşmaz.  Böyle olunca, erkeğin cinsel organının içeri girmesi güçleşir.

Böyle durumlarda, kadın vajinasının ıslaklık ve kayganlığını, dışardan kullanılacak bir vazelin ile sağlamak gerekir.  Bunun için de en iyi çare erkeğin organına boydan boya vazelin sürmesidir.
Böylece penisin, vajinaya girmesi kolaylaşmış olur.  Çiftler, bu gergin halleri geçirip iyice yatışıncaya kadar tatlı tatlı sohbet ederler ve beklerler.  Heyecanları tamamen geçip ihtiraslı bir arzu duydukları zaman tekrar aşka başlarlarsa, o zaman vajina çevresindeki kaslar gevşer ve doğal şekilde salgıyla kendiliğinden kayganlaşır.  Bu durumda cinsel ilişki çok daha kolay ve rahat olur.
Genç kız, gerginlik ve heyecanının kolayca geçmiyeceğini tahmin ediyorsa, o zaman bir sıcak su banyosu yapması çok yararlı olacaktır.

Erkeğe gelince, ilk cinsel ilişkinin heyecanı, kendisini geçici olarak başarısız bırakabilir.  Günlerden ve saatlerden beri bu dakikayı ve bu anı beklemiş, belki son günler ve gecelerede karısıyla cinsel ilişkide bulunacağı bu anı düşünerek üreme organlarını ve sinir merkezlerini fazlasıyla yormuştur.  İşte gerek bu heyecan, gerekse o yorgunluk neticesinde erkek, cinsel organının sertleşmediğini görebilir.  Kimi erkek bu durum karşısında dehşete düşer, şeref ve itibarinin mahvolduğunu, karısının kendisini artık erkekten saymıyacağını düşünerek delice bir acıya, üzüntüye kapılır.  Hem kendini, hem karısını büyük bir zevkten yoksun bıraktığı için sınırsız bir sıkıntı duyar.

Eğer bu durumda iken, kadını bilgisizce bir şey söyler ve anlayışsız davranırsa, ağır ya da alaycı bir söz söylerse, erkeğin hayatı boyunca sürüp gidecek bir şekilde incinmesine neden olabilir.  Oysaki bu durumda olgun ve anlayışlı bir kadının yapacağı tek şey, kocasına oldukça iyi davranmak, gönül alıcı şeyler söylemek, işi şakaya vurmak ve bunun sırf, o ana özgü, geçici bir tutukluktan geldiğini ve hiç bir öneminin olmadığını belirterek, onun kendine tekrar güvenini kazanmasını sağlamaya çalışmaktır.
Eğer kocasının tutukluğunun o akşam geçmiyeceğini sezerse, kendisinden hiçbir talepte bulunmadan, ilk cinsel birleşmelerini ertesi akşama bırakmak üzere, onu yatmaya ve rahat bir uyku uyumaya davet etmelidir.

Aslında böyle bir duruma düşmeyi önlemek için eşler, daha zifaf odasına girer girmez cinsel ilişkiye girişmekten kaçınmalıdırlar.  İkisi de bir süre oturup dinlenmeli, sohbet etmeli, hafif okşayış ve öpüşmelerle birbirlerine alışmalı ve ürkeklikleri gitmelidir.  Ne zaman arzu ve ihtiraslarının adamakıllı uyandığını hissederlerse, o zaman yatağa girmelidirler.  Eğer vücut ve sinirleri adamakıllı yorgunsa, bu yüzden içlerinde gerçek bir arzu duymuyorlarsa, ilk cinsel birleşmeyi ertesi akşama bırakmak en iyi yoldur.
Ayrıca şu da hatırlanmalı ki eşlerden biri isteksiz iken yapılan cinsel ilişki hiç de zevk verici ve tatmin edici olamaz.
Eşler, birbirlerine sakin olmaları hususunda telkinde bulunmalı ve birbirlerine moral ve güven vermeli.  Birlikte karşılıklı sevgi ve anlayışla, birbirlerine yardımcı olacakları hususunda söz verdikten sonra önsevişmeye başlamalılar.

Kızlık zarının çeşitleri hakkında bilgisiz bazı erkeklerin, kızlık zarının sert olduğu zanni ile normal cinsel birleşmede kızlık zarını yırtamıyacakları korkusu ile parmakla veya başka şeyler sokarak kızlık zarını yırtmaya kalkıştıkları duyulmaktadır.  Asla böyle şeylere gerek duyulmamalıdır.  Penisi sertleşen her erkek bu işi rahatlıkla ve kolayca başarabilir.  Aynı şekilde genç kızlara da kızlık zarının yırtılması esnasında çok acı çekileceği korkusu yerleştirilmektedir.  Bu bölümde detaylıca izah edileceği gibi, gerdek gecesinde yeteri kadar fiziksel ve ruhsal uyarı ve ön sevişme yapılırsa, kız cinsel birleşmeye güzelce psikolojik olarak hazırlanırsa, aşk heyecanı esnasında hiç proplemsiz ve acısız bu iş başarılabilir.
Toplu iğenin ucunun batması kadar veya soğan zarının yırtılması kadar kolay ve habersiz bile olabilir.

Gerdekte Cinsellikten Önce Sevgi ve Aşka Önem Verilmeli:
Kadın, sek* için sek* yapmaz, aşk için sek* yapar, erkek ise sek* için sek* yapabilir.
Sevgisiz cinsel ilişki, kadın için bir işkencedir.  Oysa erkek yapısı bambaşkadır.  Kimi erkek için aşk başka konu, cinsel ilişki başka konudur.  Hiç sevmediği bir kadınla da cinsel doyum uğruna yatabilir.  Kadının durumu ise farklıdır.
Erkek her şeyden önce kadın vücudu ile kadın ruhunu iyi tanımalıdır.  Kadınlar belirli bir dış etki olmadan cinsel yönden fazla uyanmazlar.  Bu bakımdan erkek, önce ön sevişme ile ise başlamalı, eşinde az çok bir uyanış gördükten sonra yaklaşmalıdır.  Bu sırada sözden çok nazik, şefkatli ve sevgi dolu hareketleri ile kadını kazanmaya çalışmalıdır.  Kadınların vücuduna yaklaşmadan önce onların ruhlarına varabilmek çok önemlidir.

Bir örnek verelim.  Erkek, kendisine öldüresiye düşman olduğunu bildiği, ama cinsel yönden çekici bulduğu bir kadını imkan bulursa kollarının arasına alır, öper, okşar ve arzularını bu kadının üzerinden tatmin eder.  Hatta yakın zamanlara gelinceye kadar savaş sonunda işgal edilen ülkelerin kadınları düşman askerleri için cinsel bir av olarak görülüyordu.  Erkek öldürme tehdidi ile arzularına boyun eğen bir kadından bile zevk alabilir.  Bu onun ruhsal yapısının tabii bir halidir.  Ama kadın için böyle değildir.  Kadın ancak beğendiği, hoşlandığı erkekle birleştiği zaman gerçek orgazma varabilir.

Genç kızın ilk birleşmede orgazm´´a ulaşmasını da beklememelidir.  Kadınlar evliliklerinin ilk günlerinde cinsel yaklaşmayı genellikle bir görev duygusu içinde yaparlar.
Erkek, eşinin soğukluğundan korkmamalıdır.  Bu durum geçicidir.  Kadınların çoğunluğu uzun bir süre sonra cinsel zevke ulaşırlar.  Ancak burada dikkat edilecek bir özellik daha vardır.  Bir çok kadın haksız yere soğuklukla itham edilirler.  Soğuk kadın demek hasta kadın demektir.
Vücutça ve ruhça sağlıklı olan bir kadının cinsel ilişkiye karşı soğuk olacağı düşünülemez.
Erkek önce kabahatin kendisinde olup olmadığını araştırmalı ancak ondan sonradır ki, karısından şikayetçi olmalıdır.

Gerdekte Damadın Heyecanı:
Bir çok damatlar da gerdek gecesinde gelinler kadar heyecanlıdırlar.  Bu onların deneyimsizliklerinden gelir belki de.  Belki de sevdikleri, saydıkları, eş olarak aldıkları kadına ilk olarak bu kadar yaklaşmanın verdiği heyecandan ileri gelir.  Büyük bir heyecan hatta utangaçlığa kapılabilir.
Gerdekte Geline Düşen Görev:
Gelin bu konuda yumuşak, yatkın, şefkatli ve anlayışlı davranarak damada yardımcı olmalıdır.  Yoksa damat gelinin kızlık zarını yırtacak kudrette bir ereksiyon (penis dikliği) bile sağlayamaz.  Bu da ona dayanılmaz bir aşağılık kompleksi verir.  Başarısızlığına tanık olan yeni karısını bir daha görmek istemeyebilir.  Ondan kaçmak isteği, yeni evliliği daha ilk geceden sarsar.

Kızlığın Giderilmesi:
Kızlık zarının bilimsel adı hmen´´dir.  Birleşme olduğu halde eşinden kan akmadığını gören erkek hemen onun namusundan şüphe edebilir.  Çoğu kez eşini babasının evine yollar daha da kötüsü cinayete bile sürüklenebilir.  Erkeğin kesin bir karara varmadan hele eşine hiçbir şekilde hiddet göstermeden durumu bir doktorla konuşması en uygun yoldur.
Çünkü yarı bakire denilen kadınlar vardır.  Bu tip kadınlarda penis, zar´´ı yırtmadan vajinaya girebilir.  Çünkü zarın şekli çok değişiktir, ortası tamamen açıktır.  Bu gibi kadınlarda bir doktor müdahalesi olmazsa doğuma kadar bakirelikleri devam edebilir.  Ayrıca vajina girişi geniş, zarları dar ve fazla elastik olanlarda sayısız birleşmelere rağmen kanama görülmez.

Gerdek Gecesi Yanlışları ve Hurafeleri:
* Cinsel deneyimsiz gençler için gerdek gecesi bazen çevresi tarafından stres haline getirilmektedir.  Oysa gençler düğün hazırlıklarının son günleri zaten yorgun haldedirler, uykusuzdurlar, bilgi eksikliği nedeniyle bir takım kuruntuları, endişe ve korkuları olabilir.

* İlk geceye böyle stresle giren çifte bu ilk cinsel ilişkiden çok fazla şey beklememesinin uygun olacağı söylenmelidir.  Heyecan ve aşırı yorgunluk gibi haller cinsel yaşamı etkileyen olgulardır.  Bu nedenle ilk gece genç kızın veya erkeğin ilişkiden kaçınması çok sık görünen bir durumdur.  Çitf karşılıklı olarak anlayış göstermelidir.
Sıkılganlık ve heyecanla cinsel ilişkiden kaçınan genç kızı eşi zorla ilk gece cinsel birleşmeye zorlamamalıdır.  Aynı şekilde heyecan ve aşırı yorgunluk nedeniyle erkeğin hiçbir girişimde bulunamaması da olağandır.  Böyle durumlarda gelin de akılcı olmalı ve esinin erkekliği ile ilgili gurur kırıcı davranış ve sözlerden kaçınmalıdır.

Kanlı Çarşaf Rezaleti:
İslamî kültürden uzak bazı bölgelerde çok kötü bir gelenek vardır.  Damatla gelin gerdeğe girdikleri zaman dışarda kız ve erkek tarafından sonucu öğrenmek üzere yengeler bekletilir.  Kız için de, erkek için de bundan daha çirkin bundan daha iğrenç bir şey düşünülemez!

* İslamî açıdan da karı-koca arasında gizli kalması gereken ve başkalarına antatılması, gösterilmesi haram olan kanlı çarşaf olayı, genç evlilerin bir ömür boyu çekecekleri utanç ve ızdıraplara vesile olmaktadır.  Kapıda kanlı çarşaf bekleyen namus bekçileri (!), gençleri aceleye sevketmekte ve huzursuz etmektedirler.  İleride genişçe izah edeceğimiz, gerdek gecesinde cinsel ilişkiden önce yapılması gereken sohbet, ön sevişme gibi eşleri birbirine yaklaştırıcı davranışların yapılmasına zaman bırakmamaktadırlar.  Acelecilik ve beklenilme tedirginliği, gençleri psikolojik baskı altına almakta ve kolay iş zorlaşmakta ve acelecilikten dolayı başarısızlıkla sonuçlanabilmektedir.

Başarı gösteremiyen erkek utançtan yerin dibine geçer...  Ne yazık ki...
Kedinin ciğer beklediği gibi, kapı önünde kanlı çarşaf beklemek, bekleyenin ve bekletenin en büyük ayıbıdır.  Bir ömür boyu bu cahilliğin utancını nasıl yaşarlar?!
Ama kurtuluş yoktur.  Ertesi gece kapıda yine nöbetçiler bekler.  Bu şekilde utanç yüzünden eşini öldüren ya da intihar eden erkekler görülmüştür.  Diğer taraftan cinsel birleşmeye karşın beklenen kanı görmeyen erkek, genellikle kapıda bekliyenlerden çekinerek yalnız kendilerini ilgilendiren bir meseleyi aralarında halletmek imkanından yoksun bulunduğu için günahsız karısını kovar.  Tıbbî araştırmalar yapmadan namuslu kadına iftira atan ve açıkça zina ile suçlayan erkek, tıbbî araştırma sonucunda gelin kız çıkarsa (İslam Hukukuna göre) iftira cezası olan 80 sopayı hak eder.

Bütün bunlar göz önüne getirilecek olursa, erkeğin de kadının da çevrenin de ilk gece çok dikkatli ve anlayışlı olmaları gerekir.
Gençler, anneler ve babalar!  Sakın bu ahlaksız davranışa kalkışmayın ve izin de vermeyin.
*
Böyle bir baskı ve kontrol altındaki cinsel ilişkiden beklenen netice alınamayınca, gelin, damat ve diğer akrabalar arasında üzücü ve kırıcı olaylar ve lüzumsuz kavgalar meydana gelmektedir.
Sevgili Peygamberimizin eşler arasındaki cinsel konuların açıklanmaması hakkındaki emirlerinden birisi de şöyledir:
"Kıyamet günü Allah katında insanların en şerlilerinden biri de eşiyle sevişip ilişkide bulunduktan sonra, aile sırrını (cinsel davranış özelliklerini) açığa vurandır." (Müslim, Nikah:2, Nn:1437.)

* Diğer önemli bir konu da cinsel birleşmeye rağmen kızdan kan gelmemesidir.  Kızlık zarı başlığı altında bu konuya oldukça geniş yer verdim.  Burada tekrar belirtmekte fayda olduğu kanısındayım.  Bazı kızlık zarları fazla dar değildir veya elastikidir ve kamışın rahatça girip çıkmasına rağmen yırtılma olmayabilir.  Ender olarak bu gibi durumların görüldüğünü unutmamalıyız.  Yanlış değerlendirme yapmamak için ve mahkemede sonuçlanan bir adli olay meydana getirmemek için tarafların olayı büyütmeden, bir hastanenin Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğine başvurarak kızlık zarı muayenesi yaptırmaları uygun olur.  Bu şekilde gerçek ortaya çıkar ve genç kız masumsa, hayatı boyu çekeceği suçlamalardan kurtulmuş olur.

Netice olarak; gerdek gecesinin mahremiyeti gelin ve damat arasında kalmalıdır.  Kanlı çarşaf gibi yanlış ve İslam dışı örfler kaldırılmalıdır.  Lüzum görülürse, gereken kontrolü damat kendisi yaptırmalı ve işi büyütmeden halletmelidir.  Kız, sağlam ve temiz çıktığı zaman bir ömür boyu karısına karşı mahcup olmaması açısından erkek, işi gürültüye ve yaygaraya vermeden karşılıklı konuşarak birbirlerine şüphe ile bakmadan, nezaket ve saygılarını bozmadan uzman doktora birlikte gidip işi tatlılıkla halletmeleri daha uygundur.
* İlk gece hakkında bir başka yanlış kültür de "Erkek ne kadar sert olursa, karısını ne kadar fazla korkutursa, bu korku ömür boyu itaati gerektirirmiş!"

Kadın, kocasına iki şekilde saygı duyar.  Birisi, kocasından çok korkan ve nefret eden bir kadın.  Aslında kocasını hiç sevmez, zerre kadar da saygı duymaz.  Fakat zülmünden korkusuna saygılı gibi görünür.  Cahil ve kişiliksiz koca da birileri tarafından saygı görememenin sıkıntısını karısının saygısıyla giderir.  Başkalarının yanında karısına bağırmanın "erkeklik" tadına varır.  Tıpkı, karısına bir tek sözü geçmeyen bazı komutanların, askerinin kendi karşısında put gibi durduğunu yine bir vesile ile karısına göstermesi gibi.  Cahil, kişiliksiz ve kompleksli koca da karısının kendisinden nasıl korktuğunu başkalarına gösterme gayretindedir.

İlk gece bilhassa erkeğin en fazla nazik olması gerektiğini, sevgi kanatlarını en sonuna kadar açması gerektiğini, morallerin en yüksek derecede olması gerektiğini bilmeyen veya yanlış anlayan bir kısım da, ilk gecede erkeklik gösterisine kalkışmaktadır.  Veya böyle tavsiyeler almaktadır.
Saygı, korku ile kazanılmaz, sevgi ile kazanılır.  Sevgi ile kazanılan saygı, insanı mutlu edenidir.
*
Toplumumuzda dikkat edilmeyen konulardan biri de; düğün günü gelin ile damadın psikolojilerine hiç dikkat edilmeden, onların üzüleceklerine dikkat edilmeden aileler arasında ufak tefek bazı meseleler yüzünden tartışmalar yapılmaktadır.  Bundan da gelin ile damadın moralleri bozulmakta ve ilk gecede birbirlerine duyacakları mahcubiyet, cinsel hayatlarına etki etmekte ve mutluluk, mutsuzluğa dönüşmektedir.  İlk gecede yaşanan bu olumsuzluk, bir ömür boyu sürmektedir.
Kısacası, ilk gecede korku, üzüntü ve buna benzer şeyler çok yanlıştır.  İnsanlık dışıdır.  Genç evlileri başarısızlığa itmektedir.
* İlk gece hurafeleri bitmez.  Eşik altına sabun konmaktadır.  İlk çocuk erkek olsun diye.

Halbuki erkek evlat isteyip de kız çocuğunu istemeyenler için Allah´´ın koyduğu bir tarif var: "...onlara kız çocuğunuz doğdu diye müjde verilince, yüzleri utançlarından simsiyah kesilir,..", "...Kızları olduğu için halktan utanıyor, o çocuğu yaşatsınlar mı, (diri diri) gömsünler mi diye düşünüyorlardı..." (Kur´´an-ı Kerim, Nahl Suresi: 58,59.)

İslamdan önceki cahiliye dönemindeki cahiller böyle düşünüyorlardı.  Şimdiki cahiller de aynı düşüncenin tesiri altına girmekte ve ilk gecede eşiğe sabun koymaktadırlar.  Teller bağlamaktadırlar.  Halının altına gelinlik koymak, kadını karyolaya bağlamak (kocasına bağlı olsun diye) gibi insanlık ve İslam dışı bir sürü hurafeler ve zulümler...
İslamı bilmemek, insanları böyle şaşırtıyor işte.  Kimi kadına zulmeder, kimi kendine zulmeder.  Kimi çocuğa zulmeder.  Kimi de hayvana zulmeder...
İlk Cinsel Birleşme Ve Sonuçları:

İlk gece ve cinsel birleşme için eşler, psikolojik ve cinsel bilgiler yönünden hazırlanmalı, bilgilendirilmelidirler.  "Aman aceleye getirme!" uyarısı, yüzde doksan dokuz kulak ardı edilecektir.  Nice zamandır hayalini kurup dört gözle beklediğiniz bu işi gerçekleştirmek için acele etmenizden doğal bir şey olamaz.  Sizi kaygılandıran noktaları bir an önce çözümleyip geride bırakmayı istemek de doğaldır.  Kaç zamandır kafanızı kurcalayan "acaba"lara bir an önce çözüm bulmak için sabırsızlanmaktan daha doğal bir şey de olamaz.  Kısacası, ağırdan almak konusundaki tüm uyarı ve kararlara karşın duyduğunuz kaygı, merak ve heyecan büyük bir olasılıkla sizi evliliğin ilk cinsel birleşmesinde aceleci olmaya itecektir.
İnsan cinsel birleşme hususunda ne kadar çok şey duymuş ya da okumuş olursa olsun, bu olayda kendi vücudu, kendi benliği yer aldığı zaman iş tamamen değişir.

Genç bir hemşire şöyle itirafta bulunmuş: "Evlenmeden önce çok şey bildiğimi sanıyordum.  Anatomi, fizyoloji okumuştum okulda.  Doğum odasında çalışmıştım.  Bir sürü konuşma, tartışma da dinlemiştim.  Ancak cinsel ilişkide bulunan kişi ben olunca durum bambaşka oldu."
Kadının ilk cinsel birleşmeye karşı duyduğu tipik, yaygın tepki bir düş kırıklığıdır: "Bunca lafını duyduğum şeyin olup olacağı bu muymuş?"

Kadın, ilk cinsel birleşmesinde büyük olasılıkla orgazm olmayacaktır.
Erkeğin tipik tepkisi, çok çabuk orgazm olarak erken boşalmaktır.
Gene tipik olarak, hem kadın hem de erkek büyük bir ihtimalle, kendilerinde bir eksiklik olduğuna inanarak suçluluk duygusuna kapılacaklardır ki bu tamamen yersizdir.

Ne var ki burada birayrıma parmak basmak gerek: Aynı sorunlar evlilik ilerlediği halde düzelmiyor,sürüp gidiyorsa o zaman eşlerin cinsel yaşantısında gerçek bir aksaklık var demektir.  Yürümeye yeni başlamış bir çocuğu ele alalım.  Adımları sarsaktır, sendeler, düşer, kalkar gene sendeler, üzülür, gene dener.  Ve sonunda yürümeyi başarır.  Gelgelelim aynı çocuk üç, dört yaşında hala bir yaşındaki gibi "sendeliyorsa" durum değişir.

Yeni evlenen çiftlerin çoğunluğu birbirlerine alışmamışlardır, alışmaları gerekir.  Birbirlerinin neyi sevip sevmediklerini, vücutlarının ritmini öğrenmeleri gerekir.  İlk birleşmede eşlerin ikisinin de güvensiz olması doğaldır.  Bu güvensizliğin doğal olduğunu bilirseniz gerginliğiniz, korkularınız azalabilir ki bu da çok önemlidir.  Çünkü bir kez "Eyvah, bir bozukluk var," diye korkuya kapıldınız mı gerçek bozuklukların baş göstereceğinden emin olabilirsiniz.

Gerdekte genç kızın bakireliğinin sona erecek olması nedeniyle hem kendinin hem de eşinin kaygı duymaları ve gerilim içinde olmaları da olağandır.  Kadının gerginliği çoğunlukla vajina girişindeki kasları büsbütün sıkıp büzer.  Sinirlerimiz gerilince boyun, boğaz, omuz kaslarımız sıkışmaz mı?  Bu da böyle bir sıkışmadır işte.  Kimi zaman gerginliğimizi fark edebilirsek kaslarımızı kendi kendimize, bilinçli olarak gevşetebiliriz.  Kimi zaman da kaslarımıza söz geçiremeyiz.

"İlk gece"de cinsel birleşme sırasında gelinin geleneksel olarak çektiği can acısının başlıca nedeni vajina girişindeki kasların aşırı sıkışıp gerilmesidir.  Vajinaya giriş yapmaya çalışan erkek cinsel organı penis, bu işi gerçekleştirebilmek için vajina girişini zorladıkça kadın can acısı duyacaktır.  İşte bu kasları kadın bilinçli olarak, bir dereceye kadar gevşetip gevşek tutabilir.  Başarılı bir ilk gece yaşamak isteyen kadınlar, evlenmeden önce bu kasları büzüp gevşeterek alıştırma yapılmalıdır.  İlk birleşmenin heyecanı sırasında bu alıştırmaları hatırlayıp uygulayabilirlerse ilk birleşme sırasında daha az can acısı duyacaklardır.

Kadının aşırı gerginliği önlemek için yapılabilecek olan başka bir şey de kızlık zarı konusundaki masalları açıklığa kavuşturmaktır.
Bazı kadınlar: "Genç kızlığımda kızlık zarım duvar gibi bir zar sanır, öyle kalın, sapasağlam bir zar ki ilk gecede zavallı kocam bunu yırtıncaya kadar akla karayı seçecek!" zannederler.
Bazı kadınlarda, "Kızlık zarım yırtılırken büyük ıstırap çekeceğim" zannındadırlar.

Gerçekte kızlık zarı, vajina girişini ancak kısmen kapayan, oldukça ince bir zardır.  Tümden kapalı olması imkansızdır, hiç değilse adet kanı oradan akacaktır.  Kızlık zarı aralığı kiminde çok küçük, kiminde nispeten geniş olur.  Kimi kızlık zarı oldukça kalın, kimisi ipinceciktir.  Ne var ki kızlık zarı elastik bir dokuda olduğu için zardaki aralık, kas gevşetmesi ile ya da penisin zorlanmasıyla genişlerse, bu durum biraz kanamaya ve geçici bir ağrıya neden olur, ama vajinanın kendisi herhangi bir zarar görmez.

Adet sırasında tampon kullanan genç kızlarda zar gevşemeye alışmıştır.  Buna rağmen genç kız, ilk birleşmede çocukluktan kalan "iyi bir kız" olma isteği nedeniyle kendini bilinçsiz olarak gerebilir.

Biz dönelim ilk geceye.
Kaslarını kontrol etmeyen kadının ilk birleşme heyecanı sırasında iyice gerginleşmesi doğaldır.  Üstelik normal olarak cinsel heyecanlanma sırasında vajinanın iç duvarlarının sızdırdığı kayganlaştırıcı, nemlendirici salgılar da bu gerginlik yüzünden iyice kıtlaşacaktır.
Bu yüzden kızlık zarı, normalde olduğundan çok daha kalın ve gergin duracaktır.

Buda erkeğin girmeyi gerçekleştirebilmek için biraz güç ve baskı kullanmasını gerektirecektir.
Böyle bir durum eşlerin ikisi için de ürkütücü bir durumdur!  Kadın saldırıya uğramış gibi olurken erkek üstüne düşeni başarabilmek uğruna sevdiği kadına ıstırap vermek zorunda kalarak dehşete kapılabilir.
Birleşmeye biraz ara vermek, konuşmak, dinlenmek, birbirinizi yüreklendirmek, kimi durumlarda başarıyı kolaylaştırabilir.  Biraz krem kullanmak da yarar sağlayabilir.

Eşlerin ilk birleşmeler sırasında düşebilecekleri en ciddi yanılgı, herhangi bir nedenle soğukluğa kapılıp duygusal yönden birbirlerinden uzaklaşmalarıdır.
Böyle bir tutum, kişinin kendi kendini ve karşısındakini suçlamasına yol açar.  Gerginliği artırır ve yeni başarısızlıklara yol hazırlar.  Böyle bir durumda kişinin kendi kabuğuna çekilmesi de yanlıştır.  Sevgi, anlayış ve hoşgörüye her zamandan çok ihtiyaç vardır.

Sarılmak, okşamak, sevmek.  Tatlı, yüreklendirici, umutlandırıcı sözler fısıldamak, yapılması gerekenler bunlardır.  Sizin kişisel olarak yapmanız gereken ilk ve başlıca şey de şunu hatırlamaktır.  Bu ilk gece yalnızca bir başlangıçtır ve ön sözdür, asıl öykü daha sonra gelecektir.

Kaynak:
http://www.peribebek.com

********************************************
GERDEK GECESİ YAPILACAKLAR:
Gerdek Gecesi birçok yeni evli çift için ilk birleşme gecesi olduğun­dan dolayı çok özel bir gecedir. Bu gecenin özel olmasından dolayı birçok çift özellik­le kadınlar bu geceye çok önem verir ve bu gecenin doğal olarak güzel geçmesi­ni isterler. Peki Gerdek Gecesi Yapılacaklar Nelerdir? Öncelikle rahat olun ve bu gece­nin en güzel şekilde geçmesini sağlayın. Partnerinizi ürkütmemeye çalışın unutmayın ki bu gece partneriniz için ilk cinsel deneyim gecesi ola­bilir! Bu gece için evinizde farklı süpriz­ler yapabilirsiniz örneğin partnerinizin rahatlamasını sağlaya­cak bir yemek ya da farklı bir süpriz yapabilirsiniz eşinize. Çok acelesi davranmayın eşiniz­le diyalogda olun. Bu gece sizin için illaki bir cinsel deneyim gecesi olması gerekmiyor eğer eşlerden biri bu gece için hazır değilse eşinizi bunun için zorlamayın. Eğer bakire bir insanla beraber olacaksanız hiç bir şeyi aceleye getirme­yin. Bakire bir insanın ilk deneyim gecesini ilerde cinsel korkular yaratacak şekil­de geçirmemesini sağlayın. Özellikle bu hususa çok dikkat edin. Sevgi dolu ve anlayışlı olun bu eşinizin daha da rahatlaması­nı sağlayacaktır. Özellikle bu gün için gözlerden uzak bir yere gidebilir­siniz yani bir tatile çıkmanız sizin bu geceyi hem daha keyifli hemde daha güzel geçirmenizi sağlayacak­tır. Eğer cinsel deneyiminiz yoksa bir uzmandan yardım almanız da fayda olacak­tır bu konu ile ilgili bir kitap okuya­bilir yada bir uzmanın cinsel tavsiyelerine internetden ulaşa­bilirsiniz. Yukarıda sayılan maddeler genel olarak bu gece için uyulması gereken kural­lar arasında unutmayın ki ilk gece her iki çift içinde anlam­lı ve önemli bir gün olup bu gecede yaşadıklarınız sizin ileri­deki cinsel hayatınıza da yansıyacağını hesaplayarak hareket edin. Gerdeğe girerken okunabilecek başka bir yazı; Gerdek gecesi birçok insan için önemli bir gecedir çünkü (bu durum genel olarak değişmeye başlasa da) ülkemizde birçok insan genel olarak ilk cinsel deneyimi­ni bu gecede yaşıyor diyebiliriz. Durumun böyle olmasından dolayı eşlerin mutlaka birbirlerine anlayışlı ve aceleci olmayan bir tavır­la yaklaşmaları çok önem kazanmaktadır. İlk gecenin önemli olması ve hep akılda kalmasından dolayı bu gece mutlaka önce­den tasarlanmalı ve özellikle kadınlara karşı bu gecede hassas davranılmalı­dır çünkü ilk gece her kadın kendini hazır hissetmeyebilir ve özellikle kadı­nın bakire olması bu geceyi erkek için daha da zorlaştıra­bilir. Unutulmamalıdır ki bakire bir insanla ilişki­ye girmek normal bir insan ile ilişkiye girmekten daha zordur ve mutlaka karşıdaki insanı korkutmayacak ve ona ileride cinsel sıkıntılar yaşatmayacak şekilde davranılmalıdır. Bu gece için özellikle bu geceye uygun cinsel pozisyonlar seçmekte yarar var aşağıda hangi cinsel pozisyonların gerdek gecesi için uygun olduğu resimler ile anlatılmaya çalışılmıştır. gerdeğe nasıl girilir gerdek gecesi gerdek gecesi pozisyonları gerdeğe girerken neler yapılır gerdek gecesi yaşananlar

gerdeğe nasıl girilir gerdek gecesi gerdek gecesi pozisyonları gerdeğe girerken neler yapılır gerdek gecesi yaşananlar

Kaynak: http://hastaneciyiz.blogspot.com.tr/2011/02/gerdege-nasil-girilir-gerdek-gecesi.html


Sağlıklı bir cinsel yaşam için ve ileride eşiniz ile cinsel sıkıntı­lar yaşamak istemiyorsanız gerdek gecesi her şeyi konuşarak ve karşılık­lı anlayış içinde yapmanız da yarar var. Unutmayın ki cinsel ilişki­yi bu gece yaşamak zorunda da değilsiniz ne zaman eşiniz ve siz kendinizi hazır hisse­diyorsanız ilk birleşmenizi o zaman yapmanız sizin için ileride daha sağlık­lı bir cinsel yaşam için ilk adım olacaktır.

Kaynak:
http://hastaneciyiz.blogspot.com.tr

********************************************

Kadınların dilinden: İlk gece

e-kolay Kadın kullanıcıları bir "tabu"yu daha yıktılar ve ilk gecelerini anlattılar.

Merakımı tatmin ettim

Aslında ilk deneyimim hiç de düşündüğüm ya da hayalimde canlandırdığım kadar güzel değildi. Karşımdaki insanı o kadar sevmiyordum bile ama bunu yaşayacak olmanın ve merakın cazibesine kapıldım. Gerçekten hiç de umduğum gibi değildi. İkimizin de yaşı küçüktü ve bu ilk ilişkimiz bir şeylerin güzelliğini yaşamaktan çok çabalamaya dönüştü ve her şey olup bittiğinde ben mutlu olmamış, sadece merakımı tatmin etmiştim. Şimdi o insanla evliyim ama cinsellik, benim için ilk defa yaşanan tecrübeden çok sonra bir anlam kazandı. Bilmiyorum. Belki de birçok kadın için bu böyledir. İnanın başkalarının yaşadıklarını da çok merak ediyorum.

Tatilde...

Bir kaç yıl önce üç kız arkadaş tatil için Antalya'ya gitmiştik, 17–18 yaşlarındaydık. Bir gün sahilde top oynarken, ilk beraberliğimi, ilk heyecanımı ve ilk tecrübemi yaşadığım o muhteşem ilk aşkımı tanıdım. Oyundan sonra birlikte duşa gittik. Duş alırken yanıma yaklaştı ve gülümseyerek tam karşımda durdu. Birbirimize yaklaşmaya başladık. Artık ılık nefesini yüzümde hissediyordum ve dudaklarımız birleşiyor. Alev gibi dudakları. Uzun uzun öpüştük. Bunun devamı olmalıydı, istiyordum çünkü partnerim bunu hissetmiş olmalı ki evine davet etti, ben durur muyum, hemen kabul ettim. Birlikte evine gittik. Kalbim küt küt atıyordu. Yatışmak için sert bir içki istedim. Biraz yatışır gibi oldum. Heyecanım daha çok yatışsın diye müzik eşliğinde dans etmeye başladık. Bu çok iyi geldi. Dans ederken aynı zamanda da öpüşüyorduk. Ardından bluzumun düğmelerini açıp üzerimden usulca yere kaydırıverdi. Daha sonra fermuarını açarak eteğimi de yere bırakıverdi ben de onun t-shirt'ünü ve pantolonunu çıkardım. Sutyenimi de çıkardı ve biraz geri çekilerek hayran hayran beni izlerken bir yandan da "çok güzelsin yaa" dedi. Bu sözler beni çok mutlu etti, yeniden yaklaştı ve beni kucakladığı gibi usulca yatağa bıraktıktan sonra üzerime uzandı. Ağırlığından kemiklerim kırılacakmış gibi çatırdadı. Alev gibi dudakları tenime dokundukça inanılmaz bir şekilde ürperiyor ve zevk alıyorum. Yalnız bir şeyi anlatmadan edemiyeceğim içimde kaybolduğu sırada bacaklarımın arasından ılık bir şeyin süzülüp çarşafı kırmızıya çevirdiğinde partnerim önce irkildi, benim gülümsediğimi görünce de muzip bir şekilde gülümsedi. Sanırım bu zafer kazanmış komutan gülümsemesiydi. Bu durumu bir kaç kez daha yaşadık ancak tatilimin sonuna gelmiştim, dönmek zorundaydım. İşte ilk tecrübem böyle oldu. Harikaydı, muhteşemdi... Başka ne denebilir ki?

Ne yapacağımı bilemiyordum

Evet işte ilk gecemizdi. Şimdi benim biricik eşim olan insanla ilk gecemizdi. Hayatımda hiç bu kadar heyecanlanmamış ve ne yapacağını bilemez duruma düşmemiştim. Oturma odasında otururken yüzüne bile bakamıyordum taa ki yatak odasına geçene kadar. İkimiz de yatakta ve yüz yüzeydik vücudum inanılmaz ısınmıştı. Yanaklarımın ısımdan kıpkırmızı olduğunu tahmin edebiliyordum ama şunu söylemek istiyorum. Sadece 1 aylık bir tanışma süremiz olduğu halde karşımdaki insanı yatakta hiç yabancılamamış sanki onu vücudunu kokusunu yıllardır tanıyormuşum gibi hissetmiştim ve herşey kendiliğinden gelişti. Dudaklarımız birleştiğinde onun benim hayatımı paylaşacak insan olduğunu anlamıştım. Dudaklarımız bile birbirini hiç yabancılamamış adeta birbirleriyle dans eder şekilde içiçeydiler. O gece onun olmuştum ve o gece bana ilk seni seviyorum dediği geceydi. Hayatımda hiç unutamayacağım bir gündü ve şimdi o insanla evliyim. Dudaklarının bedeninin tadına her gün bakıyorum ve bence bu tattan vazgeçmek imkansız.

Rahatladım

İlk konuşmamda çok heyecanlıydım ve zannedersem o da cok heyecanlıydı, ilk öpüşmemde çok çekiniyordum ama sonradan alıştım tabii ki ama onun heyecanını anlayamadım ilk yatağa girince şimdi ne olacak derken yavaşca yaklaşım hoş bir şekilde sonra sevişme sonra da cinsel eylemle tamamlandı ben çok rahatladım adeta yeni doğmuş gibiydim ya neyse daha anlatmayayım.

Doğum günümde...

Onunla ilk görüştüğümüzde ona aşık olmuştum!!! Birlikteliğimiz 3 ay sürdü ama ben onu deliler gibi sevmiştim. Beni ilk öpüşü ve bana ilk dokunuşu doğum günümün olduğu geceydi belki de o zamana kadar aldığım en güzel doğum günü hediyemdi yani "sevdiğim" di. Ama her güzel şeyi sonu olduğu gibi bu güzel aşk hikayesi de sona erdi.

Bakire değildim

Hala o gecenin sıkıntısını yaşıyorum, evlenmeden önce cinsel deneyimim olmuştu ve kızlığım bozulmuştu bunu söyleyemedim eşime o en güzel gecenin en anlamlı gecenin nasıl sorun haline gelebileceğini işte o andan itibaren yaşadım, güzel bir sevişme dönemi geçirdik artık vücutlarımız dayanılmaz bir şekilde biribirini istiyordu. Tabii birleşme gerçekleşmeye başlamadan beni sıkıntı bastı kan gelmeyecek ve başıma iş alacaktım, eşim içime girmek için var gücüyle abandıkça kendimi sıkıp duruyordum, öyle sıkıyordum ki bir türlü giremiyordu. Neyse o kadar sıkmama rağmen girdi içime tabi onu içimde hissetmem muhteşem ama problem büyük olacak diye sıkılıyorum, şansım varmış bir de ne göreyim girmesin diye vajinamı sıkmamdan ötürü penis girerken etrafı kanatmış ve çok az kan çıktı, bu bir damla kan beni kurtardı. Ve şimdi çok güzel anlar yaşıyorum doyasıya hem de.

Heyecan dorukta...

18 yaşındaydım ve yaklaşık 2 senedir biriyle beraberdim. İkimizin de ilk aşkıydı ve iki acemi. O sene hayatımızda yeni heyecanlar aramaya başlamıştık öyle seviyorduk ki, birbirimizi gözümüz başka şey görmüyordu. Bir gün ailesi yurtdışına çıktı ve 1 ay kadar gelmeyeceklerdi. Bana da evin yedek anahtarını vermişti ben de sabahları okula gidiyorum diye çıkar onlara giderdim işte bu günlerden birinde otururken yavaşça yaklaştık birbirimize o anda tutamadık kendimizi ve başladık öpüşmeye. İlk defa öpüşüyorduk ama ne kadar acemi de olsa aslında en tatlısıydı bugüne kadarkilerin. O gün birbirimize dokunmanın büyüsünü keşfetmiştik, müthiş bir duyguydu bu belki de hala birbirimizi unutamamış olmamızın sebebi de bu. Günler geçiyor ve biz o büyülü dakikaları tekrar doyasıya yaşamak için zaman kolluyorduk bu arada bir gece telefonda konuşurken hadi dışarı çık dedi bana, saat gece 01.00 ya da 02.00 sularıydı. Hiç tereddüt etmedim. Evlerimiz yakın olduğu için beni almaya gelmişti hemen ayakkabılarımı elime aldım ve yavaşça indim aşağıya bütün gece onun yatağında birbirimizi keşfettik müthiş bir geceydi ve sabah hava aydınlanmaya yakın bıraktı beni evime bir süre de böyle buluştuk. İkimizin ailesi de evdeydi bu tarihlerde şimdi olsa hayatta cesaret edemem. Ve işte asıl ilk bizim evde yaşandı bir gece tam dışarı çıkacakken annem yakaladı beni kapıda ve ona telefon açıp isterse bize gelebileceğini söyledi. O da geldi ve benim odamda başbaşaydık. O gün karar verdim daha fazla tahammülüm kalmamıştı ve ben kızlığımı ona verdim o anda aldığım hazzı anlatmam mümkün değil açıkçası pek acı duymadım biraz kan gelmiş ama ben bunu çok sonra farkettim. Daha sonra da sanırım her şeyin büyüsü bozuldu ve biz ayrıldık. 3 yıllık müthiş bir ilişkiyi gözü yaşlı bitirdim. Sonra ikimiz de başkalarıyla olduk ama sonradan duydum ki o da beni asla unutmamış hatta benden sonraki kız arkadaşlarına benimle ilişkisini anlatmış durmuş. Bizim ilişkimiz benim ailem yüzünden bitti. Bu yüzden de bir daha olmadı. Şimdi ikimizde ayrı illerde ayrı insanlarla hayatımıza devam ediyoruz. Ona hala aşık değilim ama her zaman bende bir yeri olcağını da saklayamam ve onu bazen özlediğim gerçeğini de.

Sevmediğim kocamla...

Ben kendimden bile çok sevdiğim sevgilimle elimde olmayan sebepten dolayı ayrılmak zorunda kaldım ve ailemin bana görücü usulüyle benden 20 yaş büyük olan bir kişiyle evlendirildim. Ama ben hala ilk aşkım olan Mert'e aşıktım ve onu bir an bile olsa aklımdan çıkartamıyordum. Ve ilk gece eşimle beraber olurken Mert'i düşünüyor ve yanımdaki kişinin farklı biri olduğunu kafamdan silmeye çalışıyordum. O an ona belli etmemek için çok direndim yani bu benim için kabus dolu bir geceydi ve sonra Mert'i zaman geçtikçe unutmuş ve eşime aşık olmaya başlamıştım, bir de kızımız oldu çünkü eşimi sevmek zorundaydım.

Büyük sırrımla...

Merhabalar 5 aylık yeni evli bir bayanım. 25 yaşındayım. Aslında böyle bir konunun iki kişi arasında özel kalması lazım. Madem e-kolay böyle bir site hazırlamış bende o anlatılması mümkün olmayan gecemi sizlerle paylaşmak istiyorum. 5 aylık evliyim fakat eşimle olan birlikteliğimiz bundan 4 yıl öncesine dayanıyor. Bunca geçen zaman zarfında eşimle gerçek anlamda bir birlikteliğimiz olmadı. Kendimi hep o geceye sakladım. Ve sonunda o gün geldi ve çattı. Bana daha öncedende dokunmuştu fakat bu sefer ki dokunuşlar daha bir başka daha bir heyecan vericiydi. Önce biraz ürkek kaldım. İlk dokunuşlar ve ilk hareket ondan gelsin istedim. Eşim tam anlamıyla zincirlerini koparmış bir boğa gibiydi. Sonunda diyerek beni kollarının arasına alıp inlemeye başladı. Onu böyle istekli ve ateşli görünce ben de daha fazla dayanamadım ve içimdeki dişi şeytanı çıkarıverdim. Sevişmiyor adeta boğuşuyorduk çılgınlar gibi. Bulutların üzerinde gibiydim, hiç inmek istemiyordum oradan. Bu hareketlilikte ne olup bittiğini anlamadan tam bir kadın olmuştum artık. Fakat eskiden yapmış olduğum bir hata bir anda aklıma geliverdi. Lise yıllarımda aşık olduğum bir çocukla ters bir ilişki yaşamıştım. O an gözlerim doldu ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Kendimi çok aşağılanmış hissettim. Ama bu mutluluğumuzu bozmaya hiç niyetim yoktu. Hemen kendime geldim ve mutluluktan böyle duygulandığımı söyledim. Yüzüm gülüyor fakat içim kan ağlıyordu. Sorumsuzca yapılan bir hareketin ilerde hele de böyle bir günde karşıma çıkacağını hiç hesaplayamamıştım. Ama artık bunu düşünmemem ve beni deliler gibi seven aşkımı mutlu etmeye çalışmam gerektiğini anladım. Bu sır benimle birlikte mezara kadar gidecek. Çünkü kocam bunu hak etmedi. Onun gözünde hep el değmemiş saf ve temiz bir insan olarak kalmak istiyorum. Sevgilerle.

13 yıldır süren tutku

Onu çok seviyordum, aşıktım. Onsuz yaşayamıyordum. Her an, her dakika yanımda olmasını, gözlerime aklımı başımdan alan o bakışlarla bakmasını istiyordum. Onun için değerliydim, kendimi özel hissetmemi sağlıyordu. Arkadaşlığımızın ilk zamanlarında kurallarım vardı, elimi tutmasına dahi izin vermiyordum. Ama zamanla ona güven duymaya başladım. Beni asla zorlamıyordu, eleştirmiyordu bana saygı duyuyordu. Yanında çok daha rahat hissediyordum kendimi. Sonra birbirimize daha yakın olmaya başladık. Benim ilk öpücüğüm değildi belki ama ilk kez bu kadar sarsıldığımı hatırlıyorum dudaklarımız ilk birleştiğinde. Nasıl olduğunu başlarda anlayamadığım ama gittikçe kendimi kaptırdığım ve daha fazlasını istediğim sevişmelere başladığımızda kendime inanamıyordum. Ama suçluluk duygusu bile tekrar buluşmamızda tutku ile sevişmemize engel olamıyordu. Ve o büyük an, unutulmaz gece... Çok kontrollü idi hep, bana zarar vermek istemediği için daha da çok saygı duymama neden oluyordu bu durum. Bu yüzden onunla sevişmeye başladığımızda kendimi tamamen rahat bırakmıştım. Anı yaşamak, hissetmek istiyordum. Mükemmel bir aşıktı, dudaklarının değdiği her yer kor gibi yanıyordu. Dev dalgaların arasında küçük bir sandaldaydım sanki ve adeta fokurdayan denizin içinde bir dalgadan bir dalgaya sürükleniyordum. Dünya diye bir şey yoktu, sadece o ve ben. Her defasında daha yüksek dalgaların tepesine çıkıyorduk. Belki cennet dedikleri böyle bir yerdi. Madde yok, vücut yok sadece ruh, coşan çağlayan bir ruh. Tek bir ruh. O an bunu düşündüğümü daha sonraları hatırladım. Kendimi kaybetmiş ve belki de onun kontrollünü kırmıştım. "Acı"yı çok net hatırlıyorum. Çünkü bulutların üstünde çılgınca uçarken birden her yer karardı. Şimdi o ve ben olmuştuk. Hızla karanlığın içine sürükleniyordum. Daha bir saniye önce bir vücutken apayrı iki beden, iki ayrı insan, apayrı bir ruh belirivermişti. Ben yani bedenim hissettiğinden çok daha güçlü bir acı ile sarsıldı. Bu acı beynimden geliyordu. "Ben yanlış bir şey yaptım, hata yaptım" sesleri kulaklarımı çınlatıyordu. Daha sonra anlattığına göre onu öyle güçlü ittirmiş ve sarsılarak ağlamaya başlamışım ki korkmuş. Bana bir şey olduğunu düşünmüş. İçimden boşalan kanlarla adeta yıkandım. Yatak, yerdeki halı, tahta zemin ve hatta duvarlar, her yer kan olmuştu. "Sakin ol" diye sarıldığını ve ben ne yaptım diye inlediğini de hayal meyal hatırlıyorum. Sonrası hatırlamak dahi istemediğim kabus dolu koca bir hafta idi. Ertesi gün onu göremedim, sesini duyamadım. Beni bırakıp gittiğini, hayatından çıkardığını düşündüm. O kadar çok gözyaşı döktüm ki anlatamam. Ama sonra bana huzur veren sesini duyunca bütün endişelerim ortadan kalktı. O hafta pek görüşmedik. O da bende bir süre yalnız kalmak istedik. Buluştuğumuzda yani onu ilk gördüğüm anda tekrar ağlamaya başladım. Bana şevkatle sarılmasını hala anımsarım ve içim güvenle dolar. Konuşamadık pek ama gözlerime bakınca benim kadar acı çektiğini hala hatırlıyorum. İşte ondan asla ayrılamayacağımı ilk kez o zaman düşündüm. Onu çok seviyordum ve beni sevdiğini biliyordum. İkimizde ağlayarak birbirimize sarıldık ve hiç ayrılmamacasına öpüşmeye başladık. Ve o gün onunla bu defa ben isteyerek birlikte oldum. O ana kadar yaşadığım en harika şeydi. Üç yıl boyunca bulduğumuz her fırsatta, her anı doyasıya yaşayarak birlikte olduk. Benim için kötü olabilecek o ilk gece korkum onun sayesinde en güzel gecelerimin başlangıcı oldu. Seni seviyorum aşkım evliliğimizin onuncu yılı, birlikteliğimizin on üçüncü yılı kutlu olsun.

Benim ilklerim...

İlk öpüşmemi 17 yaşındayken en sevdiğim erkek arkadaşımla yapmıştım. Onların evindeydik, bana dokunmaya başladığında kalp atışlarım o kadar arttı ki yerinden fırlayacak zannettim. İnanılmaz heyecan verici ve güzeldi, çünkü ona aylardır aşıktım. İlk birlikteliğimi de 26 yaşında yaşadım. 6 aydır çıktığım ve gerçekten çok sevdiğim biriyle oldu. O uzun süreden beri birlikte olmak istiyordu ama ben korkuyordum, bir eğlence dönüşü kafam gayet iyiyken ben teklif ettim ve oldu, ilki korkuyla karışık olduğu için süperdi diyemem, ama sonraları birbirimizi ve en önemlisi ben kendimi keşfettikçe birliktelik de dokunuşlar da anlam kazandı. İlkler herzaman çok güzel duygular yaşatıyor, tabi doğru kişiyle ve isteğinle olursa.

Tamamen tensel...

Aslında hep çok özel olsun istesem de; doğru düzgün tanımadığım biriydi. İlk tanıştığımızda birbirimizi hiç sevmedik ama ortak arkadaşlardan kaynaklı görüştük, zaten Türkiye dışında yaşadığından burada tatildeydi ve bir akşam barda beni öptü. İçkiye verdim kendimi ama içkiden fazlası vardı, aklımdan çıkaramıyordum. Sadece "tutku" yani düşünün gideceğini biliyorsunuz. O gece dans ederken "bize gidelim" dedi ama öyle gergindim ki, zaten şoktaydım. Ertesi gün arayacağını söyledi, telefonumu bile açamadım korkumdan. Çünkü ona doğru çekildiğimi hissedebiliyordum. 2 gün sonra; bir arkadaşımın evindeydik; topluca, o daha yoktu. Biz içtik sohbet ettik; o ise başka bir arkadaşıyla dışardaydı, eve ulaştığında saat gece 3'ü geçmişti. Hep birlikte biraz daha sohbet ettik. Sonra iş beraber yatmaya geldi deliler gibi seviştik onun dokunmasından inanılmaz bir zevk alıyordum; açıklığından, tecrübesinden, sözlerinden ama neticede daha önce biriyle birlikte olmadığımı söylemem gerekiyordu. Ona "ben hazır değilim" diyebildim sadece... Anlayışlıydı, bekledik, konuştuk ama sonra derine inmeye çalıştı, istemiyorsan mecbur değilsin dediği anda ona "daha önce hiç yapmadım" dedim. O bakışlarını unutamıyorum! Sürekli benim kurduğum cümleyi tekrarladı çok şaşkındı, neden bu kadar şaşırdığı da komik ama biraz konuştu mecbur değilsin, başka şeyler deneyelim şeklinde, hani bekarete zarar vermeyecek şekilde. Sonra "hiç yapmadıysan yapalım o zaman" cümlesi akabinde; üzerimde son kalanları hızla çıkarmaya başladık. Çok güzeldi ama denememiz hüsrandı, çünkü ilişkiye giremedik (kasılma, vaginismus vari bir sıkıntı işte) ama koyun koyuna uyuduğumuz çok güzel bir gece geçirdik. Gerçekten güzeldi. Ertesi gün tekrar denedik, sonra tekrar, her gün ve gün içersinde tekrar tekrar, zevk alıyorduk, (ben acı da çekiyordum), o deli boşalmalar yaşıyordu ama neticede seks yapamıyorduk, sevişiyorduk sadece. Sonra bir denenememizde, daha önce çok zorlamasına rağmen, biraz daha uğraştı ve o an zaten genel olarak canım yanıyordu ama içime girdiğini fark ettim. Ben acının ve zevkin beraber dans edebileceğine inanmazdım çok yoğundu ben bittikten sonra yataktan kalkacağını, kalsa bile arkasını dönüp uyuyacağını düşünmüştüm. Yanılmışım neyse ki, çünkü cidden benim için travmatik olurdu o sırada ben doğrulmaya çalışırken yatağın ayak ucuna doğru (oraya ne zaman gittim bilmiyorum ama) kan olduğunu fark ettim. Ama o kadar kan olacağını ne tahmin etmiştim ne de beklemiştim, ne de duymuştum. Panik oldum o da öyle apar topar banyoya götürdü kapısında nöbet tutar gibi kulağa komik geliyor ama bence cidden düşünceliydi. Sonra döndük, kucağına aldı, bebek gibi oturduk öyle konuştuk, uzandık, tekrar konuştuk,biraz uyuduk. Öpücükleriyle uyandım. Sonra ülkesine döndü sürekli haberleştik, ama hep birbirimize hatırlattık: Aramızda duygusal bişey yok!

Çok kasıldım...

Ahhh! İlk gece. Sevdiğim adamla evlenmiş onca zamandan sonra ilk geceye kavuşmuştuk. Her zamanki gibi sevgi ile dokundu ve öptü. Ben de olsun istiyordum ama bir yandan da kasılıyordum. Sonucta beni fazla yormadan ilk olay oldu. Ama asıl önemlisi sonrasıymış. Ben ikincide de kasılınca olanlar oldu zaten. İnanılmaz bir kan ve acı hissettim. Banyoya kostuğumda ise bayılmak üzereydim. Hemen duşumu aldım. Ertesi gün doktor tabii. Meğer kendimi kastığım için yara oluşmuş ve bu yara kanamış. Tabii bizim bu olayın psikolojik kısmını atlatmamız 1 yıl aldı!

Şimdi başkasıyla nişanlıyım

Ben 19, o 24 yaşındaydı. Şarkıcılık yapiyordu. Arkadaşlarım. Ailesinden ayrı yaşıyordu. Yani yanlız yaşadığı bir evi vardı. 1 ay falan eve gitme konusunu bana hiç açmadı ama içten içe bunu düsündüğünü biliyordum. Daha sonra İstanbul'a gitmesi gerekti ve 1,5 ay sonra ilk defa arabada beni öpmüştü ve bu her şeyin başangıcıydı. Oradan dönmek için elinden geleni yaptı ve sonunda buradaydı. İkimiz de birbirimizi çok özlemistik. İlişkimiz başlayalı yaklaşık 2 ay falan olmuştu ve o gün gelmişti artık arada bir evine gidip bir şeyler içip oturuyorduk. Belli bir zaman bu öpüşmeden ileriye gitmemişti. Ama bir gün her ne kadar evlilik öncesi ilişkiye karşı olsam da hiçbir şey yapamadım ve bunu ben de istedim. Her zamanki gibi ona gitmiş oturuyorduk öpüşmeye başladık ve bu gitgide ilerliyordu, dokunuşları, öpüşleri beni çılgına döndürüyordu onu her saniye daha çok istiyordum, onu seviyordum ve benim ilkim olacaktı çok heyecanlıydım o da benden farklı değildi. Salonda başlayan öpüşmemiz yatak odasında da devam ediyordu. Oraya yatağa yattığımızda artık ikimiz de çıplaktık. Nefeslerimiz, öpüşlerimiz, zevkten iniltilerimiz giderek artıyordu. Bir de korku vardı içimde ya acırsa diye ve nasıl olacak düsüncesi ama kendimi o kadar kaptırmıştım ki o içimdeydi ve ben de o da zevkten çılgına dönmüştük. Artık her şey olmustu ve kızlığımı ona vermiştim. Ama bir terslik vardı benden kan gelmemişti aslında bu ilk ilişkimdi ve bu durum beni çok üzmüştü sevgilim her ne kadar bunu önemsemese de ben hayal kırıklığına uğramıştım. O günden beri doktora gidip sebebini öğrenmeyi çok istedim ama cesaret edemedim. Bu hala içimde bir soru işareti. Ama bu ilişkinin sonu maalesef evlilikle sonuçlanmadı, 1 yıl beraberlikten sonra ayrıldık. Şu anda başkasıyla nişanlıyım ve nişanlımın bu durumdan haberi yok inşallah her şey yolunda gider.

Çok kötüydü

Benim ilk gecem o kadar kötüydü ki... Eşim yani eski eşim (ona daha fazla dayanamadım ve geçen ay boşandım) düğünde sarhoş oldu yeni evimize geldiğimizde bana bağırmaya ve itelemeye başladı tam vurmak için elini kaldırıyodu ki halıya takılıp düştü sızıp öğlene kadar uyumuş. Tabi uyandığında beni evde bulamadı.
Kaynak:
http://ask-iliskiler.mahmure.com

********************************************
EVLİLİKTE CİNSEL YAŞAM VE İLK CİNSEL İLİŞKİ
"İlk gece" kimileri için heyecan, kimileri içinse  korku demek...

Evlilik, kadının ve erkeğin beraber yaşamak üzere karşılıklı anlaşma ile oluşturdukları sosyal bir kurumdur. Bu kurum sevgiyi, saygıyı, cinselliği, mutluluğu ve üzüntüyü dahi paylaşmayı içerir. Evlilik kadının ve erkeğin sahip olduğu temel haklardan bir tanesidir. Evliliğin toplum tarafından kabul görmesi içinde yasalar çerçevesinde onaylanması gerekir. Gelenek ve göreneklerde evliliğin oluşmasını ve yapısını etkilemektedir.
Kadının ve erkeğin sosyal yaşamdaki rolleri daha doğar doğmaz yetiştirilme tarzları ile başlar. Bu roller toplumsal ve kültürel farklara göre bazı değişikliklere uğrasalar da temelde aynı esaslardadırlar. Kadının yapısı itibarı ile daha duygusal olması kolay incinip kolay sevinmesi hormonları ile ilgili olup bu onun annelik yapabilmesi için gereklidir. Kadın adet gördüğü zaman veya gebe kaldığı zaman veya doğum yaptıktan sonra fiziksel olarak eskisine nazaran daha güçsüz düşer. Bunun sonucunda da erkek koruyucu ve kollayıcı olmak zorundadır.
Kadın ve erkek ilişkisindeki en önemli şey kadını kadın ,erkeği erkek olarak kabul etmek ve karşı tarafın istek ve arzularına saygı duymaktır. Çünkü daha evvelde söylediğimiz gibi daha bebeklikten itibaren farklı yetiştirilir ve farklı hissetmeye başlarız. Bir kadının bir erkeğin nasıl düşündüğünü veya bir erkeğin bir kadının niçin farklı davrandığını anlamasına imkan yoktur.
Çünkü farklı hormonlar etkisi altında olunca karşı cinsin bilemediği ve anlayamadığı duygular gelişir. Mesela kadınlar erkeklerin niçin seks isteklerini kontrol edemediklerini ve devamlı seks istediklerini (daha doğrusu duygusuzca seks yapabilmelerini)pek anlayamazlar. Kısaca açıklayacak olursak erkeklerde devamlı sperm ( meni ) üretimi vardır ve bunun depolandığı kesenin kapasitesi eğer hiç boşalma olmazsa yaklaşık dördüncü günden sonra dolar ve sanki idrar torbanız dolduğunda nasıl işeme arzusu duyuyorsanız ve bu ilerledikçe rahatsızlık yaratıyorsa, erkekte eğer boşalmadığı süre dört gün veya daha fazla olursa devamlı kontrolsüzce seks arzusu duyacak sonuçta belki de saldırganlaşacak ve hatta istenmeyen olaylarla karşılaşılacaktır. Bazen ise doğanın bir savunma sistemi olarak ilişki kuramayan veya masturbasyon yapamayan erkek uykusunda boşalacaktır. Bu gerçeği göz önüne alarak hanımlarımızın eşlerine olan yaklaşımlarına daha iyi değerlendirmelerini istiyoruz ve aralarında olabilecek bazı problemleri cinsellikten uzak durarak onları istedikleri şekilde yönlendirebileceklerini düşünürlerse en yanlış şeyi yapmış olacaklardır.
Erkeklerde kadınları oldukları gibi kabul etmeli ,onların yaşam tarzlarına ve duygusallıklarına saygı göstermelidirler, çünkü bu kadının doğasının bir gereğidir ve duygusal olmayan bir kadın ne erkeğini mutlu edebilir ne de iyi bir anne olabilir.sevgi3.jpg (27049 bytes)
O zaman karşılıklı sevgi ve saygı ,birbirinin isteklerini anlama ve destekleme evliliğin temel şartlarındadır. Farklı iki cinsin arasındaki diğer insanlardan farklı olan iletişim cinselliktir ve özel olmalıdır.
Evlilikte iki farklı cins arasında geliştiği için en önemli iletişim aracı, paylaşım cinselliktir. Uyumlu bir cinsellik her iki tarafında olaylara bakış açısını yumuşatacak ve töleransın artmasına sebep olacaktır. Cinsellik eşler arasında bir iletişim biçimi olup birbirlerine karşı olan duygularının sözle ve bedenle ifadesidir. Birçok kişi için özellikle kadınlar için evlilik cinselliğin başlangıcıdır. Kişiler o güne kadar toplumdaki cinsiyet rollerini öğrenmişlerdir. Ama bu konuda konuşmak değer yargıları ve ön yargılar tarafından zorlaştırılmıştır. Birbirleri ile konuşmaktan kaygı ve isteklerini dile getirmekte güçlük çekerler. Bunu yok etmek içinde sevgi ,saygı ve anlayışla birbirlerini anlamaya çalışmalıdırlar. Evlilikte sağlıklı bir cinsel yaşantı için kadının ve erkeğin kendi vücudunu ve eşinin vücudunu tanımaya çalışması gerekir.
Karşı tarafın nelerden çekindiğini ve ya nelerden hoşlandığını dikkate almak,rahatsız olduğu şeyleri yapmamak veya bunun kötü bir şey olmadığını izah etmek çok önemlidir. Kadın için cinsellikte en önemli şey kendini güvende hissetmektir hele hele yıllarca bir tabu olarak büyütülmüş olan ilk gece,ilk cinsel ilişki korkusu ve o gece yaşayacakları kadının ilerdeki bütün cinsel hayatını etkileyebilir. Kadın kendini güvende hissederse, sevildiğini ve sayıldığını hissederse ancak cinsel istek duymaya başlar . İlk ilişki sırasında her iki tarafta birbirlerinin bedenlerini yeni tanıyacaklarından ve nasıl tepki vereceklerini bilmediklerinden yumuşak ve anlayış ile yaklaşılmalıdır. Özellikle bekaretini kaybedecek olan hanımlarımız için eşlerinin çok anlayışla yaklaşmaları önemlidir, çünkü kadın o güne kadar hiç bilmediği bir duyguyu yaşayacaktır ve belki de canının çok yanacağını düşünmektedir ama biz erkekler olarak eşimize gerekli güveni verebilirsek, yavaş hareket edeceğimize onun canını acıtmayacağımıza rahatsız olduğu yerde veya acı duyduğu yerde duracağımıza inandırırsak, kadında şüphe ve tereddütlerini atacak ,ilişkiye hazır hale gelecektir. Kadın sevgiyle ve güvenle cinselliği hissedeceği için cinsel ilişkiye girmeden önce ne kadar uzun süre bir yaklaşım yaşanırsa yani ön sevişme yaşanırsa bu kadını o kadar rahat hale getirecektir. İlk ilişkide yaşayabileceklerinizi anlatmadan önce isterseniz bekaret – kızlık zarı ( hymen ) nedir kısaca açıklayalım.
sevgi3.jpg (27049 bytes)Kızlık zarı, vajina ( hazne ) girişinde kadınlarımızın adet görünceye kadar ve de cinsel hayatları başlayıncaya kadar vajeni dışardan gelebilecek mikroplardan ve hastalıklardan korumak üzere doğal olarak oluşmuş bir yapıdır. Çok çeşitli tipleri vardır. Bazı kadınlarımızda hiç olmayabilir, bazılarında yarım olabilir , bazılarında ise halk arasında elastik zar olarak isimlendirilen ve ancak doğumda yırtılabilen türdendir. Elastik zar esasında ortasındaki deliği cinsel ilişkiye mani olmayacak büyüklükte olan bu nedenlede kanamaya neden olmayan zardır. Zarın kalınlığı da çok değişken olup, bazı hanımlarımızda çok ince yapıda ve erkeğin en ufak hareketi ile yırtılabilen yapıdadır. Bazıları ise daha kalındır ve zor yırtılır. Zor yırtılan zarlarda kanama miktarı fazlaca olabilir ,eğer panik yaratacak veya bedensel rahatsızlık yaratacak boyuttaysalar hemen bir kadın doğum uzmanına başvurularak , kanama durdurtulmalıdır. Bazıları ise ilişkide yırtılmayacak kadar kalın olup bunlar ancak bir hekim tarafından uyuşturularak,acı vermeden açılmaktadır.
İlk Gece Hissedilenler ve Yaşanan Sorunlar
Kızlık zarı vajen girişinden yaklaşık 1 cm içerde bulunan mukoza kıvrımıdır. Vajina girişinde darlık meydana getirir. Vajinal salgıların ve adet kanının dışarı akması için ortasında açıklık mevcuttur. Kızlık zarının şekli, esnekliği ve kalınlığı kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazen cinsel ilişki sırasında kanama yapmayacak kadar ince ve elastik olabilirken bazen de cinsel ilişki`yi engelleyecek kadar kalın olabilir. Genellikle ilk cinsel ilişki sırasında yırtılan kızlık zarı kanama meydana getirir. Ancak bazı durumlarda kızlık zarı esnektir ve penis vajinaya girse bile yırtılmamaktadır. Böyle durumlarda kızlık zarı cinsel ilişki ile değil de ancak doğum anında yırtılmaktadır. normal bir durumda ilk cinsel ilişki sonrasındaki kanama yaklaşık 60 dakika kadar sürmektedir.
Cinsel ilişki`ye başlamadan önce kadın ilişki`ye ne kadar hazırsa ve cinsel ilişki`yi ne kadar çok arzuluyorsa vegenin kayganlığını sağlayan salgılar o derecede çok salgılanacak ve ilk cinsel ilişki ve ağrısız olacaktır. Ancak kadın kendini hazır hissetmeden cinsel ilişki`ye girmenin denenmesi kızlık zarının düzensiz yırtılmasına neden olabilir. Bu durumda ağrı ve kanama daha fazla olur.
O nedenle özellikle ilk cinsel ilişki öncesinde kadının tam olarak uyarılması gerekmektedir.

Kadın hiç yaşamadığı bir duyguyu yaşayacağı için heyecan duymakta ve aynı zamanda korkmaktadır .Erkek ise belki ilk beraberliğini yaşayacak veya hayatını birleştireceği kadınla ilk deneyimi olacaktır. Bu yüzden onda da başarılı olma duygusu ve korkusu hakimdir. Kızlık zarının yırtılması abartıldığı gibi acı veren bir olay değildir. İlk ilişki sırasında kadın belki bir iğne batması ve ya sinek ısırığı tarzında bir acı duyabilir ve ya duymayabilir ve az miktarda pembemsi bir kanaması olabilir,daha sonra ise daha evvel bilmediği bir dolgunluk ve bası hissi duyacak zaman ilerledikçe ve güven arttıkça bu dolgunluk hissi zevke dönüşecektir. İlişkinin ilk ayında her ilişkide belki başlangıçta çok hafif bir sızlama veya rahatsızlık duyulacak ama bu kısa sürede kaybolacaktır. Cinsel hayatınızı daha kolaylaştırmak ve vajendeki dolgunluk hissine alışabilmek için ilk hafta belirli aralıklarla beş - on dakika vajeninize bir tampon koyabilirsiniz. Bu hem kızlık zarındaki hem de vajen deki genişlemeye alışmanızı sağlayacak, rahatsızlık duymanızı engelleyecektir.

iliski.jpg (19198 bytes)Kızlık zarının bozulmasından sonra kadınlarımızın ilk gece yaşadığı sıkıntıların ikincisi de vajinismus dediğimiz vajen çevresini saran kasların spazmı sonucu cinsel ilişkinin imkansız yada çok ağrılı hale gelmesidir. Bu sıklıkla baskılayıcı cinsel yetiştirme sonucu yani aile ve sosyal çevre olarak cinselliğin kötü, yanlış bir şey olduğuna inanılarak yetiştirilen veya çok acı duyacaklarına inanan kadınların cinsel ilişki yaşayacakları sırada bilinçaltının koruma dürtüsü ile vajen girişindeki kasları kasması sonucu oluşur. Yapılması gereken sakinleşmek, belki belli bir süre ilişki denemesine ara vermek veya birkaç gün ertelemektir. Bu arada kadını rahatlatmak ona yaşanacakların evli çiftler arasında hak olduğunu, ayıp olmadığını ve ona zarar vermeyeceğini anlatmaktır. Eğer tekrar denememizde gene aynı sorunla karşılaşıyorsak yapmamız gereken şey profesyonel yardım almak yani bir hekime başvurmaktır. Hekiminiz sizin hem bedensel hem psikolojik olarak rahatlamanızı sağlayacaktır.
Cinsel ilişki sırasında kadını tedirgin eden olaylardan bir tanesi de gebe kalma korkusudur. Çocuk sahibi olmak istenmediği bir sırada gebe kalmak, bunun sorumluluğu veya kürtaj olmanın korku ve baskısı kadını cinsellikten uzaklaştıracak ve soğutacaktır. Evlenmek üzere olan çiftler hemen çocuk sahibi olmak istemiyorlarsa ilk cinsel ilişkiden itibaren gebelikten korunmalıdırlar. Korunmak için bazı yöntemlere evlenmeden önce başlanılmalıdır. Gebeliği önleyici haplar doktor kontrolünde alınmalıdır. Uygun zamanda başlandığında ilk cinsel ilişkiden itibaren gebelikten korurlar . İlk cinsel ilişkide gebelikten korunmak için kondom –prezervatif kullanılması da önerilebilirse de uygulamada pek rahat olmadığı görülmektedir.
Sağlıklı Cinsel Yaşam için Neler Yapmalıyız ?
İdeal olanı cinsel hayatınız başlamadan önce bir hekime muayene olmak ,cinsel ilişkiye engel bir halinizin bulunup bulunmadığı veya cinsel ilişkide size rahatsızlık yaratabilecek bir sorununuz olup olmadığını öğrenmektir . Ayrıca ilk cinsel deneyiminiz için hekiminizden uyarı ve öneriler almak hem sağlık bir cinsel başlangıç yapmanızı hem de bundan sonraki cinsel hayatınızı mutlu sürdürmenizi sağlayacaktır. Hekiminizden size uygun gebelikten korunma yöntemini istemeniz ve uygulamanızda gebe kalma korkunuzu ortadan kaldıracaktır.
Düzenli hekim kontrolünde olmak yaşam kalitenizi arttıracak ve sağlıklı bir cinsel hayat sürmenizi sağlayacaktır. Bundan dolayı şikayetiniz olsun olmasın her altı ayda bir doktor kontrolünden geçmeyi ihmal etmeyiniz.
Kaynak:
********************************************

********************************************

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder